22 Mayıs 2010 Cumartesi

Sakıncalı İçerik ve Tehlikeleri

Ödül ve Kumar Tuzakları

İnternet’te çığ gibi büyüyen sanal kumar oyunları çocukları da tehdit etmektedir.

Konuyla ilgili yasal düzenleme yapılmadığı için kumar siteleri, çocukların yaygın olarak kullandığı oyun sitelerine de reklam verebiliyor. Oysa ülkemizde, “Turizmi Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında 5.6.1997 Tarihli ve 4266 Sayılı Kanun”la kumarhaneler ( casinolar) kapatılarak, kumar oynatmak yasaklandı. O dönemde ülke ekonomisine büyük zarar vereceği yolunda eleştirilere maruz kalan bu uygulama aynı zamanda ‘ailenin korunması’ ve ‘kara parayla mücadele’ için de kaçınılmaz bir zorunluluk gereği çıkartıldı. Oysa bugün kumar oynamak ve oynatmak yasak olduğu halde, İnternet’te sınır tanımaz bir şekilde ağlarını ören ‘sanal kumar’ bırakın yetişkinleri çocukları bile ağlarına düşürebiliyor. Bazı siteler şifreli ve üye sistemiyle çalışırken, bazıları ise çocukların dahi rahatlıkla girip oyun oynayabilecekleri şekilde tasarlanmış.

Ankara Ticaret Odası (ATO)’nın yayınladığı rapora göre İnternet’te dönen sanal kumarın boyutları kaygı verici şekilde büyüyor. Rapora göre Türkiye’de faaliyet gösteren “online casinoların” cirosu 1 milyar doları geçmiş durumda. Yine bu rapora göre İnternet’te kumar oynayan bilgisayar kullanıcılarının büyük bir çoğunluğunu da kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Gibraltar, Hollanda Antilleri, Güney Afrika, Dominik Cumhuriyeti, Cebelitarık, Grenado, Güney Kıbrıs gibi ülkelerde kurulan şirketler ortalama 100 bin dolar ödeyerek lisans alıyorlar.

Milli Piyango İdaresi’nin tespitlerine göre, İnternet’te oyun oynanan 6 bini aşkın site bulunuyor. Belirlenen sitelerden 2 bin 700'ü kendisini doğrudan kumar sitesi, 2 bin 137'side “casino” olarak tanımlıyor.

Uzmanlar ne diyor?

‘Sanal kumar' tehlikesine dikkat çeken uzmanlar, sorunun temelinde, başta çocuklar olmak üzere insanların İnternet’i bilinçsiz kullanmalarının yer aldığını düşünüyorlar. Yanlış kullanımın, çocuklarda davranış bozukluğuna ve insanlarla iletişimlerinin bozulmasına yol açıyor. İnternet ve oyun ortamında savaşmayı ve şiddeti sürekli makul bulmaya alışan çocuklar şimdi de kumar oynamayı makul görüyorlar. Uzmanlar, ailelerin, İnternet kullanımı ile ilgili bir eğitim almalarının şart olduğu görüşündeler.

Cinsel Taciz ve Çocuk Pornografisi

İnternet çocuklara araştıracakları ve keşfedecekleri bir bilgi ortamı, yeni kültürler ve yaşamlar ile ufuklarını genişletme olanağı sunarken aynı zamanda çeşitli tehlikeler ile de karşı karşıya kalmaları riskini içinde barındırıyor. Ne yazık ki, İnternet’in sunduğu hizmetleri kullanarak cinsel açıdan çocuklardan faydalanmak isteyen kişiler de bu sanal dünyada varlar. Bu kişilerden bazıları, gösterdikleri ilgi, nezaket hatta hediyeler ile aşamalı olarak kandırarak hedef aldıkları çocukları baştan çıkarmayı başarıyorlar. Amaçlarına ulaşmak için gönüllü bir şekilde zaman, para ve enerji harcıyorlar. Çocukların sorunlarını dinleyip onlarla empati kuruyorlar, çocuklar için popüler olan müzik grupları, parçaları ve diğer ilgi alanları hakkında bilgi sahibi oluyorlar. Bu kişiler yavaş yavaş çocukların kendilerini korumak için koydukları yasakları yumuşatmayı başarıp konuşmalarını (mesajlarını) cinsel içerikli boyuta taşıyorlar.

Böyle sabırlı bir şekilde amacına ulaşmak için uğraşanların yanında derhal cinsel içerikli konuşmalara girenler de bulunmakta. Bazı suçlular çocukların pornografik görüntülerini toplayıp bu konuların ticaretini yapmaya başlarken bazıları da çocuklar ile yüz yüze görüşebilmenin (buluşabilmenin) peşinde koşuyorlar.

Anne ve babaların anlamaları ve bilmeleri gereken, çocukların değiş tokuş edilen görseller (resimler, videolar) veya sohbet aracılığı ile dolaylı olarak kurban durumuna düşürülmeleridir. Kötü niyetli bu kişiler her yaştan, cinsiyetten olabildikleri gibi, meslek sahibi, eğitimli günlük hayatta saygı duyulan kişiler de olabilmektedir.

Çocuklar, özellikle de ergenlik çağındaki çocuklar cinsellikle ve cinsel içerikli materyal (resim, video, yazı, vb.) ile daha ilgili ve meraklı olabiliyorlar. Bu nedenle de anne ve babalarından uzaklaşarak dışarıda yeni arkadaşlıklar edinmeye daha hevesli olabiliyorlar.
Merakları onları İnternet’te aktif olarak cinsel içerikli materyal aramaya veya kötü niyetli kişiler ile kesişme noktasına getirebiliyor.

Cinsel suçlar işleyen kişiler çocukların bu merakını kullanabiliyor. Bazı ergenler de kendi yaşlarına yakın yaşlardaki gençlerden (çocuk tacizcisi olmayan) etkilenebiliyorlar ki bu da bazen tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor.

Çocuklar ve ergenler bu bağlantıların kendileri için oluşabilecek potansiyel tehlikeleri genellikle tam olarak anlayamıyorlar ve göremiyorlar.

Çocuk Pornografisi

Çocuk pornografisi, kız ve erkek çocuklarının cinsel istismarını içeren filmler ve resimlerden oluşan, uluslararası olarak da yasaklanmış olan zararlı pornografi türüdür. Bu tür filmlerin çekilmesi, üretilmesi, indirilmesi, dağıtılması, paylaşılması cezası ağır bir suçtur.

Yine Avrupa Konseyi’nin Bilişim Suçları Sözleşmesinde (EC, 2001) çocuk pornografisi, “bir küçüğün cinsel olarak kullanılmasını, küçük gibi görünen bir kişinin cinsel olarak kullanılmasını, bir küçüğü temsil eden gerçekçi bir imajın cinsel olarak kullanılmasını görsel olarak içeren pornografik materyaldir.” şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımda geçen "küçük" den kasıt 18 yaşın altındaki herkestir.

Çocuk pornografisi yayınları birçok ülkede yasadışı olmasına rağmen bu sektör büyük bir hızla genişlemektedir. Yılda 2 milyon çocuğun seks kölesi yapıldığı ve pazarın 20 milyar dolara ulaştığı tahmin edilmektedir. Bu durumda sadece polisiye önlemler yetersiz kalmaktadır. Her ne kadar ülkemizde çocuk pornosu ile ilgili durum tam olarak araştırılamamış olsa da internet’te Google arama motorunda bu isimle yapılan aramalarda Türkiye'den dört şehrin dünya sıralamasında ilk 10’a girmiş olması ülkemizde korku yaratmaktadır.

Bu suçtan dolayı tutuklanan bir doktorun anlattıkları çocuk pornosunun neden bir sektör haline geldiğinin nedenlerini açıklayabilmektedir; doktor, on dakikasını harcayarak bir site yaptığını ve bu siteye bir anda binlerce insanın girdiğini, reklam gelirlerinden aldığı ilk çekin beş bin dolarlık olduğunu söylemiştir.

İnternet ortamında bu kötü niyetli kişilerin tuzağına düşen birçok çocuk, zamanının büyük bir bölümünü sohbet odalarında geçirmektedir. Çocuğunuz akşam yemeğinden fırlayıp bilgisayar başına gidiyor veya tüm hafta sonunu İnternet’te geçiriyor olabilir. Bu çocuklar genel olarak aileleri tarafından okuldan sonra eve dönmeleri ve zamanlarını evde geçirmeleri istenen çocuklardır. İnternette arkadaşlarıyla sohbet ederler, yeni arkadaşlar edinirler, zaman geçirirler ve bazen seks içerikli bilgi arayabilirler. Çocuğunuzun İnternet’te harcadığı zaman ona birçok kıymetli bilgi ve deneyim kazandırsa da aileler kesinlikle çocuğun İnternet’te harcadığı zamanı ve ziyaret ettiği siteleri, İnternet’te neler yaptığını bilmeli ve takip etmelidirler.

Çocukları cinsel açıdan kimler sömürüyor?

Çocuk pornografisinde, en çok telaffuz edilen kavramlardan biri “pedofili” hastalarıdır. Pedofili, erişkin bir kimsenin, küçük çocukları cinsel açıdan çekici bulması ve onlara cinsel eğilim duyması olarak tanımlanmaktadır. Amerikan Psikoloji Derneği’ne göre pedofili’nin kriterleri şu şekilde tanımlanmıştır (APAS, 2003) :

• En az altı aylık bir süre zarfında, ergenlik çağına henüz girmemiş çocuk veya çocuklara (genellikle 13 yaş ve altı) karşı, cinsel fantezi duyma, cinsel eylemde veya zorlamada bulunma,

• Kişinin, psikolojik sorunları nedeniyle bu tür bir eylemde bulunması,

• Eylemi gerçekleştiren kişinin, en az 16 yaşında olması ve çocuktan en az 5 yaş büyük olması.

Çocukları cinsel açıdan taciz eden veya sömüren herkes pedofili değildir. Pedofili hastalığı olan kişilerde bu bir saplantı halindedir. Ama olaylara baktığımızda birçok nedene bağlı olarak çocukları cinsel amaçlı kullanan kişiler olduğu görülmektedir. Bu açıdan genel olarak bu eylemi yapanları ‘çocuk tacizcileri’ olarak isimlendirmek daha doğru olacaktır. Çocukları cinsel açıdan kullanmak ve bunu fiilen yapmak bir suçtur.


Çocuk tacizcileri her türlü sosyal altyapıdan, meslekten ve milletten olabilir. Heteroseksüel, homoseksüel, büyük çoğunluğu erkek olmasına rağmen kadın da olabilirler. Çocuk tacizcilerini genel olarak iki kategoride değerlendirmek mümkündür; “Durumsal Çocuk Tacizcileri” ve “Tercihsel Çocuk Tacizcileri”.

Durumsal çocuk tacizcileri gerçekte özel olarak çocukları tercih etmezler; sadece ahlaki açıdan ayrım yapmazlar ve çocuklarla da “denemek” ister. Bu tür tacizciler, çocuklar kendilerine sunulduysa ya da uygunlarsa bundan yararlanırlar. FBI Davranış Birimine göre, alt sosyoekonomik sınıflardan gelenler bu türün çoğunluğunu oluşturmaktadırlar. Kendilerini değersiz görmeye eğilimdirler ve güvensizlik içindedirler; işte bu yüzden yetişkinler yerine kendilerini tehdit edemeyecek durumda olan çocukları seçmektedirler.

Tercihsel çocuk tacizcilerinin çocukları tercih ettiği kesindir. Psikiyatriye göre, erişkin olmayan güçsüzlerle cinsel ilişkiye girmek istemelerinin sebebi bir kişilik bozukluğundan ileri gelmektedir. Sayısal olarak durumsal çocuk tacizcilerinden daha azdırlar, ama çok daha fazla sayıda çocuğu taciz edebilirler. Bunların arasında üç davranış çizgisi saptanmıştır.

“Baştan Çıkarıcılar”; çocuğu taciz edebilmek, tehdit edebilmek, şantaj yapabilmek ve fiziksel şiddet kullanabilmek için uzun bir dönem boyunca ona şefkat gösterir, hediyeler verir ve onunla güzel vakit geçirmek isterler.

“İçe dönük olanlar”; çocuklara karşı cinsel bir aşk besleseler de “Baştan Çıkarıcılar” gibi iletişim kurmayı beceremezler. Bu sebepten dolayı, sözlü iletişime çok az girerler ve hiç tanımadıkları veya çok küçük yaştaki çocukları kurban olarak seçerler.

Sadist tacizciler”; en az rastlanan tiptir ve çocuklarla cinsel ilişkiye girmenin dışında onlara acı vermekten de hoşlanırlar. Bu yüzden de çocuğa ulaşabilmek için çoğunlukla güç kullanır ve bazı durumlarda kurbanını öldürmeye kadar gidebilirler.

Anne ve babalar için önemli bilgiler:

Çocuklar en çok akşam ve gece saatlerinde tehdit altındadırlar. Kötü niyetli kişiler gündüz çoğunlukla işte olduklarından, eve döndüklerinde akşamlarını, istismar edebilecekleri bir çocuk aramakla geçirirler. Pornografik resimler, tacizciler tarafından baştan çıkarmanın bir aracı olarak kullanılır. Böylece seks konulu sohbetlerine çocukları daha kolay ikna etmeye çalışırlar. Bu resimler çocuk pornosu içerikli de olabilir. Bunun amacı, yetişkinler ile çocukların cinsel ilişkide bulunmalarının normal olduğunu gösterme isteğidir. Aileler, çocuklarının bu resimleri sadece bilgisayarda değil, CD veya hafıza kartlarında da saklayabileceklerini unutmamalıdırlar.

Çocuk tacizcileri amaçlarına erişmek için ilk başta İnternet’i kullansalar da, bir süre sonra telefonla da arayabilirler. Bunun amacı, çocukla telefon seksi yapmak ya da dışarıda bir görüşme ayarlayabilmektir. Çocuğunuz telefon numarası vermeye isteksiz de olsa cinsel tacizciler çok kolaylıkla numaralarını verirler. Eğer çocuğunuz bu numarayı ararsa telefonların arayan numarayı gösterme özelliği sayesinde çocuğun telefon numarasını kolaylıkla öğrenebilirler.

Riskleri nasıl azaltabilirsiniz?

• Çocuğunuzla cinsel taciz hakkında ve İnternet ortamında oluşabilecek bu tür bir tehlikenin varlığı hakkında konuşmaya çalışın.

• Çocuklarınızla bilgisayar başında vakit geçirin.

• En sevdiği siteleri size göstermesini isteyin. Ebeveyn kontrol sistemi programları kullanın. Çocuğunuzun e-posta şifresini kullanarak düzenli olarak e-postalarını kontrol edin. Ancak onun özel hayatına saygı göstermeyi unutmayın.

• Çocuğunuza İnternet’in sadece sohbet odalarından ibaret olmadığını anlatın, İnternet’in daha geniş bir içeriğe sahip olduğunu açıklayın. İnternet’teki faydalı siteleri ona öğretin.

• Hiçbir zaman İnternet’te tanıştığı birisiyle gerçek hayatta buluşmaması gerektiğini öğütleyin.

• Çocuklarınız sizlerden onay aldıktan sonra resimlerini sosyal ağlardaki kullanıcı alanlarına eklemelerini sağlayın. Ekledikleri resimler konusunda onları uyarın. Bariz bir şekilde okulunun belirlenebileceği (örneğin okul forması ile veya okulun binası önünde) resimleri koymamalıdırlar. Kötü niyetli kişilerin onlara erişmesine olanak sağlayacak her şeyden kaçınmaları gerektiğini öğretin.

• Hiçbir zaman kendi kullanıcı alanlarında telefon numarası, e-posta adresi, ev adresi, okul bilgisi gibi özel ve kişisel bilgileri vermemeleri gerektiği konusunda çocuklarınızı uyarın.

• Çocuklarınızla birlikte kullanıcı alanlarındaki ayarları düzenleyin. Yabancıların onlara mesaj iletmelerini engelleyin. Resimlerinin başkalarına iletilebilmesi ayarlarını da kapatın.

• Bilmedikleri adreslerden dosya ve resim indirmemeleri konusunda uyarın.

Kötü Davranışlar

İnternetin günümüzde yaygın bir iletişim aracı olarak kullanılması, beraberinde dikkat edilmesi gereken bazı kuralları da getirmektedir. İnternet üzerinde kabul edilebilir ya da edilemez davranışları tanımlayan kurallar“İnternet etiği” olarak adlandırılır. İnternet etiği olarak adlandırılan bu kurallar, İnternet kullanılırken diğer insanların haklarına saygılı olmak için ne yapılıp ne yapılamayacağına ilişkindir. Kullanıcı sayısı arttıkça etik anlamda kirlenme ve olumsuzlukların artacağı düşünülürse, İnternet’te sorunsuz olarak iletişim kurmak için İnternet etik kurallarının bilinmesi ve uygulanması gerekmektedir. İletişim kurduğunuz yöntem, ister e-posta olsun, ister haber grupları ve tartışma grupları olsun, isterse sohbet olsun, uygun davranmak önemlidir.

İnternette çoğu kişi kimliğini gizler. Sahte bir ad ve kimlikle İnternet’ten yararlanan kişi İnternet’teki diğer kullanıcılarla iletişime geçerken, fiziki olarak ulaşılamamanın rahatlığıyla, güncel hayatta olmadığı kadar rahat davranıp, kural tanımaz olur. Bu sebepten dolayı, İnternet’te insanlar birbirlerine karşı daha hoşgörüsüz, tahammülsüz ve saygısız davranmaktadır. İnsanlar yüz yüze geldiklerinde birbirlerine söyleyemeyecekleri şeyleri, yüzlerce kişinin üye olduğu e-posta gruplarında çok rahat söyleyebilmektedirler.

Bu saydıklarımızın yanında bilgisayarın bir suç işleme ve insanlara maddi ve manevi zararlar verme aracı olarak da kullanılması, İnternet ve bilgisayar kullanırken uyulması gerekli ahlâki kuralların belirlenmesi ihtiyacını doğurmuş ve bu kurallara da “Netiquette” denilmiştir. İnsanların dikte edici, sıralanmış kurallara karşı antipatik davrandığı bir gerçek olmakla beraber, bu kuralları göz ardı etmek mümkün değildir. İnternet iletişim kuralları zamanla oluşmuş ve büyük çoğunluk tarafından kabul görmüştür.

Bu kuralları İnternet’i kullanmaya başlayan çocuklara da anlatmalı ve öğretmeli, anne ve babalar örnek olmalıdır.

İnternet’te Zorbalık (Bullying) Nedir?

Zorbalık; bir kişinin başka bir kişi üzerinde davranışları ve sözleri ile baskı kurmasıdır. Birisine kötü isimler takmak, çirkin sözler yazmak, aktivitelere almamak, konuşmamak ve korkutmak zorbalık örnekleridir.
Bunlar sizin veya çocuğunuzun başına gelmiş olabilir, belki de siz veya çocuğunuz başkalarına karşı bu tip davranışlarda bulunmuşsunuzdur.

Neden bazı çocuklar/insanlar zorbalık yapar?

Popüler olmaya çalışmak(!), sert görünmek istemek, kontrol bende diyebilmek, dikkat çekebilmek, kıskançlık duymak veya kendilerine zorbalık yapıldığı için…
Bazı zorbalar davranışlarının ne kadar yanlış olduğunu ve karşılarındaki kişinin neler hissettiğini anlamazlar bile.

Neden bazı çocuklara/gençlere zorbaca davranılır?

Zorbalığa maruz kalan çocukların veya gençler nedensiz olarak bu davranışlarla karşılaşmaları söz konusu olabildiği gibi bazen esmer/sarışın, uzun/kısa veya şişman/zayıf olmaları ya da konuşma şekilleri/şiveleri farklı olduğu için kendilerine zorbaca davranılır.

Bazen de çocuklar/gençler sessiz ve içe kapanık kişilikleri nedeniyle bu tür davranışlarla karşılaşırlar.

Zorbalık neden zararlıdır?

Bazı kişiler, çocukların/gençlerin zorbaca davranışlarının büyümenin bir parçası olduğunu düşünürler ancak bu tür davranışlarla karşı karşıya kalan çocuklar kendilerini yalnız, mutsuz ve korkunç içinde hissedebilirler. Kendilerini güvensiz hissederler hatta kendilerinde bir sorun olduğunu düşünürler. Kendilerine olan güvenlerini yitirirler.

Rehber Bilgiler

• Toplum karşısında kendinize yakıştırdığınız davranış biçimini, İnternet’in sanal ortamında da sürdürünüz, kimliğinizi saklayabileceğinizi umarak gerçek yaşamınızda benimsemediğiniz davranışları sergilemeyiniz.

• Başkalarına karşı saygılı olunuz, bunun kendinize olan saygınızın ve size başkalarının göstereceği saygının ön koşulu olduğunu unutmayınız.

• Düşüncelerinizi dile getirirken olumlu yaklaşmanın ve nazik bir ifade kullanmanın sağ duyunun gereği olduğunu hatırlayınız.

• Tartışmaların özelleşmesine ve kişiselleşmesine yol açmayınız.

• İnsanları duygusal yönden zedeleyici ve rahatsız edici iletilerin yayılmasına olanak vermeyiniz (örneğin amansız bir hastalığı olanların son isteği gibi sonuç alınması olasılığı çok kuşkulu iletilerin yayılmasına aracılık etmek ya da inançlar üzerinde yorumlar yapmak gibi)

• İstenmeden yapılan hataları hoşgörü ile karşılayıp, anlayışla yardımcı olmaya çalışınız.

• Kişilerin istemleri dışında iletiler alarak rahatsız olmalarını elinizden geldiğince önleyiniz, buna neden olmayınız.

• Size gelen bir iletiyi, başkasına aktarmak istediğinizde, bu iletiyi size gönderenin bunu isteyip istemediğinden emin olunuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder